Kırmızı Hap mı? Mavi Hap mı?

27 Aralık 2016

Martix.. Kırmızı hap mı Mavi hap mı?

Önüne 2 seçenek koyarlar. Tercih ettiğin an macera başlar. Önce tercihin sana ait olduğunu sanır ve inisiyatif kullanırsın. Oysa seçeneklerden birini seçmek zorunda kalman senin seçimin değildir.

Kavramları değer yargıları belirler. Dünya görüşünüzüyse kavramlar. Fazla düşünmenize gerek yoktur, hap halinde bir yudumda benimseyeceğiniz fikirler sunarlar. Bir yudumda bir zümrenin parçası oluverirsiniz. 

Sağcı ya da solcu.. Bu basit yön tarifinin ne anlama geldiğinin bir önemi yoktur, biri oluverirsiniz. Tercih sizinmiş gibi görünür, birini seçmek size kalmıştır ancak üçüncü bir seçenek üretmeniz abesle iştigaldir. Üstelik neyi tercih ettiğinizi sorgulamanız da pek hoş karşılanmaz. Teşebbüs ederseniz abesle iştigal etmiş olursunuz. 

Kul olmak bile tercihe bağlanır birileri tarafından. Alevi ya da Sünni, birini seçersiniz. Neyi seçtiğiniz size mistik, romantik ve hamaset dolu cümlelerle anlatılır. Ama gerçeği öğrenmek için tecrübe etmek zorundasınız. Üstelik geri de dönemezsiniz. 

Demokrasi etiketiyle karbonfiber bir koli koyarlar önünüze, bir de yayvan bir kağıt. Mühürü birine basarsınız, çünkü sentetik demokrasi size alternatiflerden birini seçmek zorunda olduğunuza ikna etmiştir. Altına görüşünüzü ifade edebileceğiniz bir cümlelik satır ayrılmaz, çünkü önemli olan fikriniz değil vurduğunuz mühür, bastığınız kaşedir. 

Bu kurgu size seçim yaptığınızı hissettirerek alternatiflere mahkum eder. Burun kıvırır, ya da benim başka bir fikrim var derseniz "ne idüğü belirsiz" biri olursunuz. 

Kavramları sorgulatmaz, alternatiflere mahkum eder, değer yargılarının dışını cehenneme çevirir bu matrix. 

Bu cendereden nasıl çıkacağını merak edenler için küçük bir ipucu; kalkın o beyaz perdenin önünden, ışıkları yakın. Çevirdikleri bu filmin film olduğunu anladığınız anda cenderenin içinden çıkmış olursunuz.