Muhalif Olabilmek

07 Temmuz 2018

Methetmek, taraf olmak kolaydır. Keyiflidir de. Hele ki kalabalık olan taraftaysan. Aynı mavraları savurduğun insanlar seni daha çok sever, sesin daha çok çıkar, güvende hissedersin kendini. Çok düşünmene de gerek yoktur, en çok söyleyeceğin en çok duyduğun şey olsun kafi. Dediğin doğruysa höykürerek ilan edersin en doğru benim diye. Yanlışsa senin yanlışın değildir, sessizce susar, arsızca ezberletilen mazeretleri peydah edersin. Nasılsa hesap soracak olanlar senin kadar güçlü, kalabalık, çok değildir. Çok olmak hem vicdanını yumuşatır hem içindeki korkağı bastırır, cesaretle donanmış hissettirir. 

Ama muhalif olmak müşküllü iştir. Bikere çok değilsin, hatta yanında kimse yoktur. Varsa zaten ılık ılık taraf olmaya başlamışsındır zaten. En kötüsü de düşünmek zorundasındır. Beynin o glikozu acı acı yakarken fitnenin ortasında doğruların peşinde koşmak zorunda kalırsın. Doğruya ulaşmışsan iftihar edemezsin, çoğunlukla haklı çıktığın konular aslında ızdırabındır. Ha keza yanlışsa düşündüğün, yan, yandaş, tarafkir, ağız dolusu höykürür. Feraset burda ya zaten, yanlışla satın aldığın tecrübe seni sonraki doğruya daha çok yaklaştıracaktır. Buda cesaret ister işte. Bir de doğrundan emin olmalısın, emin olacak kadar yargılamalısın, sorgulamalısın. Doğrunun sesini düşünüyomuş gibi yapıp konuşuyomuş gibi afkuran höykürüşler bastıramasın. 

Doğruyu tek başına savunacak yüreğin, aklın yoksa boyundan büyük iş oluverir, yük olur, ağır gelir taşıyamazsın. 

Bahçıvanlık gibi diyelim. İşin kuruyan yaprağı budamak gibi. Kuruyacak yaprağı görecek kadar bilecek, öğreneceksin budanacak dalı. Ah ne güzel çiçek, ne güzel yaprak bunlar diyenler haset, düşman gözlerle bakacaklar. Kimi anlamayacak, kimi boş gözlerle bakacak, kimi hak verecek ama susacak. Onlar seni nebatat düşmanı sanacak. Çiçekler açtığında koklayan onlar olacak ama kurursa sonraki baharı sen dert edeceksin. 

Velhasıl, kusur tabiat kanunu madem; kusura yüz çeviremiyorsan muhalifsin. Değilsen çoksun ama aslında yoksun.